Süreç uzadıkça özellikle küçük işletmelerin ekonomik kaygıları artıyor ve anlaşılabilir bir refleksle, tüm işletme sahipleri zararını minimize etmek için “bir şeyler” yapmak istiyor. Ancak şu anda iletişim yaparken, çok ince bir çizgide yürüdüğümüzü unutmamak gerekiyor.
Elbette, bu zorlu zamanlar geçecek ve bizler hem sosyal yaşamımıza hem de ticari hareketliliğe yeniden kavuşacağız. Ne kadar süreceğini tahmin edemediğimizden ve hedeflerimizi rafa kaldırma lüksümüz olmadığından, bu süreçte hiçbir şey yapmadan beklemek oldukça zor. Tam da bu nedenle bugün pek çok işletme, mevcut müşterileriyle olan iletişimini sürdürmek için online araçları tercih ederek, bir çıkış yolu bulmak istiyor.
Peki korona krizi döneminde, dijital iletişim sürecinizi, markanızın imajına zarar vermeden yürütmek için dikkat etmeniz gerekenler neler?
Gelin kısaca Kullanıcı, İçerik ve Pazarlama başlıkları altında bu konuyu inceleyelim:
Kullanıcıların Beklentilerine Saygı Duyun
Kullanıcı, tüketici veya müşteriniz; nasıl tanımlamak isterseniz, her zamankinden daha detaycı. Beklentisi her zamankinden daha yüksek, daha duygusal ve tercihleri konusunda daha seçici.
Tüketicinin, maddi ve manevi kaygılarının oldukça yoğunlaştığı bu süreçte, bir marka ile bağ kurarken, şu kriterleri göz önünde bulundurduğunu unutmayın:
Yıllardır severek benimsediğim, tercih ettiğim, güvendiğim marka şu anda;
- Çalışanlarının, toplumun, partner ve paydaşlarının kaygılarını anlıyor mu?
- Bu süreçte çalışanlarının, hedef kitlesinin, partnerlerinin ihtiyaçlarını karşılama noktasında “içtenlikle” destek oluyor mu?
Peki bu kriterleri başarıyla karşıladığımızı müşterilerimize nasıl anlatacağız? Bu sorunun yanıtı bizim “içeriğimizde” saklı.
İçeriklerinizi Üretirken Kendinize Sormanız Gereken 4 Önemli Soru
İçerik derken neyi kastediyoruz? İşletmemiz için sosyal medyada paylaşım yaparken, mesaj veya e-posta gönderirken, web sitemizde yazı yazarken, dijital platformlarda reklam verirken, kullandığımız yazılı ve görsel materyallerin tamamı bizim içeriğimiz.
Türü ne olursa olsun ve hangi platformda yayınlıyor olursak olalım, şu anda içeriklerimizi yayınlarken, satış yapmanın ötesinde düşünmeniz gereken çok önemli başlıklar var:
- Kime hitap ediyorsunuz?
- Hitap ettiğiniz kişilerin, günlük hayatı son dönemde nasıl değişti?
- Psikolojik olarak neler yaşıyor olabilirler?
- Genel ve spesifik ihtiyaçları neler olabilir?
Bu soruların yanıtları, markanızın dijital platformlarda her zaman sürdürdüğü iletişim dili ve içerik türleri ile yanıtlanabilecek durumda ise çok şanslısınız. Peki ya değilse? İşte o zaman iletişim dilinizi dönüştürmeniz gereken bir zamanda olduğunuzu kabul ederek, içeriklerinizi söylemek istedikleriniz yerine, kullanıcıların duymak istedikleri şeklinde güncellemelisiniz.
Pazarlamada “Samimiyet” Kazanacak
Pazarlama sözcüğünün hemen arkasından, size satışı çağrıştırması son derece normal. Ancak tüm pazarlama faaliyetlerimizin kısa sürede satış kazandıracağını düşünmek ve beklemek, ne yazık ki bu süreçte hayal kırıklığından fazlasını getirmeyecektir.
Sunduğunuz ürün ve hizmetin niteliğine göre bu dönemde iş hacminizin artmış olması da olası durumlar arasında elbette ama bu pek çok sektör için şu an geçerli olmadığından biz şimdi zayıflayan satışları nasıl canlandırabileceğimize odaklanalım:
Düzenli olarak koşacak mısınız, yoksa form tutma antrenmanları sizin için yeterli mi?
Bu soruya gerçekçi bir yanıt verebilmek için; öncelikle, mevcut durumun dayattığı koşullar ile satışlarınıza devam edebilme potansiyelinizi değerlendirin:
- Online kanallar ile doğrudan satış yapabilecek durumda mısınız?
- Ürünlerinizi paket servis, kargo, gel-al gibi seçeneklerle sunabilir misiniz?
- Hizmetinizi online araçlar ile uzaktan sürdürebilir misiniz?
Bir şekilde bunlardan birini yapabilecek durumda iseniz veya bu koşulları hazırlamak için işletmenizde hızlı bir dijital dönüşüm uygulaması yapabildiyseniz, pazarlama stratejinizde satış çağrısına yer vermek itici olmayacağı gibi elzem görünüyor.
Önemli olan; bu çağrıyı yaparken, içerik başlığında kendinize yönelttiğiniz soruların yanıtlarından uzaklaşmamanız. Pazarlama yapmadan pazarlama yapabilmek için, her zamankinden daha yaratıcı, daha nitelikli içerikler üretmelisiniz.
Haftalık içerik planınızı oluştururken “pazarlama-satış” başlığı altında şu tarz paylaşımlara yer vererek, bu içeriklerinizi hedef kitlenize sponsorlu reklamlar ile ulaştırmayı deneyebilirsiniz:
- Ürün ve hizmetlerinizi şu anda hangi koşullarda sürdürdüğünüzü gösterin.
- Bu sürece ilişkin özel olarak aldığınız önlemleri paylaşın.
- Destek olmak amacıyla özel indirim sağladığınız meslekler, demografik gruplar varsa onlardan bahsedin. (sağlık çalışanları, 65 yaş ve üzeri, çocuklar vb.)
- Özellikle bu dönemde sizi tercih eden müşterilerinize sık sık teşekkür ederek, mümkünse onlardan geribildirim isteyerek, sayfanızda görüşlerine yer verin.
- Arama motorlarında ürün ve hizmet sunabildiğiniz lokasyondaki kullanıcılara yönelik reklam yayınlayarak, ihtiyaç duydukları anda kullanıcıların karşısında olmayı hedefleyin.
Ya satışlarını devam ettirmelerinin bir yolu olmayan işletmeler?
Pek çok iş kolu ve işletme gibi bu dönemde herhangi bir yöntemle ürün ve hizmet sunamayacak durumdaysanız ancak yine de mevcut müşterilerinizle bağınızı koparmak istemiyorsanız ne yapmalısınız?
Bu durumda dönemin ruhuna ve ihtiyaçlarına uygun olarak ürettiğiniz içerikleri, kitlenize yayarak “içerik pazarlaması” araçlarından mümkün olduğunca faydalanmanız gerekecek.
- Tüm iş süreçleriniz durmuş olsa da sosyal medyada belirleyeceğiniz sıklıkta, paylaşımlarınızı düzenli olarak yayınlamayı ihmal etmeyin. Tutarlılık çok önemli.
- Müşterilerinizle yeniden bir arada olacağınız döneme dair heyecanınızdan bahsedin.
- İşletmenizin #tbt‘lerinden faydalanın. Açılış günü, özel etkinlikleriniz, önemli duyurularınız vb. gibi anları yeniden paylaşarak, takipçilerinizle aranızdaki duygusal bağı güçlendirin.
- Son dönemde üzerinde çalıştığınız iş-süreç geliştirmelerinden, yeni projelerinizden bahsedin.
Tüketici alışkanlıkları biçim değiştirirken, alışılagelmiş pazarlama araçlarının önemini yitirdiği bu zorlu dönemde, iletişim stratejisinin merkezine “samimiyeti” alan markaların kazanacağını lütfen unutmayın. Sağlıkla kalın 🙂